HDP, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINI İSTERSE...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 06 Eylül 2022
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 12:36
Site: Mut Son Dakika
URL: http://www.mutsondakika.net/sstemel/yazar.asp?yaziID=848


Terör oluşumları ve içerideki destekçileri birer ‘’beşinci kol’’ faaliyetidir. Beşinci kol, literatürde düşmanla yapılan işbirliği ile devleti içten çökertip devlet yönetiminde zafiyetler yaratarak kendi varlığını idame ettirmeyi amaçlayan örgüt veya gruplara verilen addır. Bugün kurgusu veya planlaması dışarıda yapılıp uygulanabilirliği içeriden belli örgüt veya gruplar eliyle gerçekleştirilmeye çalışılan her türlü kalkışma birer beşinci kol faaliyetidir. Beşinci kol olarak adlandırılan bu beslemeler, kendi amaç veya ideallerini gerçekleştirme pahasına kendilerini destekleyen dış destekçisinin o coğrafyadaki ileri karakolu veya acentası gibi hareket ederler. İhanet ve sadakat; olgusunun ihanet tarafında yer alırlar… Bir nevi sadakatsizliğin vücut bulmuş, yenilen ‘’ekmek teknesine pisleme…’’ Veya ‘’bu milletin kalbine başkalarının yayından savrulan ok’’ olma… ‘’Bizim derenin taşıyla bizim derenin kuşlarını vurma’’ halidir… PKK’sından tutunda FETÖ’süne devlete veya hükümete hasım kim varsa hepsi 18 Haziran 2023 seçimlerini bekliyor… Bunların içerisinde bana göre belki amaçları en gerçekçi olanı HDP desek yanılmış olmayız. Amaç veya hedefleri açık… Amaç ve hedefleri, siyasi meşruiyetlerini kullanarak PKK’nın taleplerini mecliste ‘’ otonom, özerklik veya muhtariyet’’ adına ne derseniz deyin Suriye, Irak ve İran üçgenine Türkiye’nin Güneydoğu’sunu da katarak önce bir Kürt özerk bölgesi ardından da bağımsız bir Kürt devleti teşekkülü sağlamak… Evet… Amaç ve hedef, yoruma açık olmayacak kadar net… Ana muhalefet partisi milletvekillerinden önce Dursun Çiçek ve geçen hafta Gürsel Tekin’in HDP’ye de bakanlık verilebilir sözleri bu partinin içindeki ancak seçim kaygısıyla bir türlü dışa vuramadığı ‘’ cerahatı’’ açıkça ortaya koyuyor. İYİ Parti itiraz ediyor gibi görünse de bunun seçmen tabanını konsolide etmek olduğunu bu tür söylemlerle bazan sessiz bazanda ‘’ dostlar alışverişte görsün’’ tarzında göstermelik eylemlerle durumu idare ettiğini biliyoruz. HDP’nin yürüdüğü güzergahı biliyoruz ve anlayabiliyoruz da millet İttifakının Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran parti olduğunu iddia eden CHP, milliyetçi olduğunu iddia eden İP veya inanç ve kutsalları savunan SP veya merhum Adnan Menderes’in idamına giden yola taş döşeyen CHP’ye teşne olan DP’ye ne demeli… Bunlar sırf AK Parti ve Erdoğan husumeti ile neye veya kime aracılık ettiğinin kimin amaçlarına saç ayağı oluşturduklarının farkındalar mı? İşte bunu içindir ki HDP’nin; terörü bitirme noktasına getiren, herhangi bir özerklik oluşumuna izin vermeyecek Erdoğan’a karşı husumetini anlayabiliyorum. Anlayamadığım HDP dışındaki diğer Millet İttifakı bileşenlerinin HDP’nin argümanlarına neden aracı oldukları… Beyin tutulumu yaşayan bu sözde Millet İttifakı bileşenlerin HDP’ye ‘’ Milli Savunma Bakanlığını’’ verebilecekleri olasılığını da artık yabana atmıyorum. Yok artık demeyin… Bu ittifakın HDP’yi legalize etme çabaları ve bunun üzerinden yaşadıklarımız veya bize yaşatılanlar bazı şeyleri o kadar olağan hale getirdi ki artık hiçbir şey bana, olmaz veya olamaz dedirtmiyor. Bunun olabileceğini ilk kez 2019 yerel seçimlerinde gördük. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun aday olduğu ve seçildiği İstanbul seçimlerinde CHP ortak paydasında HDP ve İP’nin aday çıkartmayıp SP ve diğer alt bileşenlerle birlikte Ekrem İmamoğlu’nu desteklediklerini aynı amaç ve aynı hedefler uğruna aynı deliğe işediklerini unutmayalım. Elbette HDP de bunun karşılığında ve 2023 seçimlerinde vereceği destek karşılığında Millet İttifakından bir diyet isteyecek… İşte bu diyet ‘’ Milli savunma Bakanlığı’’ Peki HDP neden Milli Savunma Bakanlığını ister? Aslında bunun cevabı gayet basit… Son yıllarda neredeyse ülke içinde bitme noktasına gelmiş sayısı neredeyse ilk kez 150’nin altına düşmüş bu ülkede PKK terörünü yeniden hortlatmak, çıkamadıkları inlerinden düz ovalara yeniden inmesini sağlamak bu şekilde eskiden güç aldıkları bu oluşumu yeniden tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıp siyasi meşruiyetleri için bir pozisyon kurgulanmasını sağlamak… Siyasi olarak Millet İttifakının diğer bileşenleri verilen diyet karşılığında bunu kabul etmek zorunda… Zira Anayasanın 116.maddesi, 2709 sayılı Kanun ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 11.maddesi ‘’ Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi’’ başlığı altında değiştirilmiştir. Buna göre ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının 3/5 ‘’beşte üç’’ yani 360 milletvekili çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” denilmektedir. İşte bu nedenle HDP, millet ittifakının iktidara gelmesi durumunda muhalefette olacak cumhur ittifakı yanında yer alırım şantajını kullanarak ‘’ meclisi yeni seçime zorlama’’ yanında muhalefetin diline pelesenk olmuş ‘’güçlendirilmiş parlamenter sisteme’’ geçiş manifestosu için gerekli anayasa değişikliğine destek şartını tehdit aracı olarak kullanacaktır. Bu durumda Millet İttifakının ‘’ Milli Savunma Bakanlığını’’ veya PKK’ya yeniden güç devşirtecek İç İşleri veya terör bütçesini kısacak Maliye Bakanlığını HDP’ye vermesi 21 sonra iktidara gelmiş muhalefet için herhalde bir zorunluluk olacaktır. Zira seçim güzergahı belirginleştikçe üzerindeki sis perdesi ortadan kalkıyor. Ve Sezai Temelli'nin,İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları için söylediği '' Bizim oylarımızla seçildiklerini bilsinler'' sözü bu diyeti açıkça ortaya koyuyor.