![]() | ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Haydi hayırlısı demlen bakalım![]() 27 Nisan 2025, 08:20 Bu güne kadar 6 defa çözüm süreci denenmesine rağmen bir türlü uyulmayan anlaşmanın yedincisi acaba ne olacak. Bu güne kadar hiç birine uyulmamış acaba yedincisi ne olacak derseniz inşallah olur. Ama bana sorarsanız tereddüt ediyorum çünkü Terör örgütü tarihinde ne zaman silah bırakıp kendini fes etmiş hiç gördünüz mü kendini fes etse bile isim değiştirir yine devam eder. İşte silah bırakma yalanları. 1. PKK terör örgütü 20 Mart 1993 tarihinde elebaşı Abdullah Öcalan’ın aldığı kararla tek taraflı sözde silah bırakma ve ateşkes ilan etti. Peki, ne oldu derseniz böylece toparlanan örgüt bu amacına 24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl Elazığ otoyolunda yol kesip ve 33 askerimizi şehit ederek anlaşmayı bozmuş oldu. 2. Kurtuluş Kongresi adını verdiği 5’inci Kongre kararları sonrası PKK elebaşı Öcalan, uluslararası çevrelere mesaj vermek ve muhatap durumuna yükselmek amacıyla 15 Aralık 1995 tarihi itibariyle yeni bir silah bırakma ve sözde ateşkesi gündeme getirmişti. Buna uyarak tek taraflı silah bırakma örgüt mensuplarının, 15 Ocak 1996 tarihinde Şırnak Güçlükonak’ta köy yolunu keserek 7’si güvenlik korucusu olmak üzere 11 vatandaşımızın otobüsle birlikte yakılarak katledilmesi eylemi yapıldı. 3. PKK üçüncüsünde ise 1 Eylül 1998’de üçüncü kez silahlı bırakma ve sözde ateşkes ilan etmişti. Peki, sözünde durdu mu? O günlerde ki Kara Kuvvetleri Komutanının Suriye sınırından verdiği ültimatomu ve devlet düzeyinde yapılan baskı ve neticesinde Öcalan 9 Ekim 1998’de Suriye’yi terk etmesi sonucu Öcalan’ın silah bırakma ve ateşkes ilanı sonuçsuz maalesef sözde kaldı. Peki ne oldu serseniz 15 Ağustos 1999 tarihinde Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından silah bırakma ve ateşkes 2 Ağustos 1999’da terör örgütünün yurtiçi kırsal kadrolarını Irak’ın kuzeyine çekme kararı ile devam etti. 1 Eylül 1999 tarihinde Öcalan örgüt kadrolarına silah bırakma ve sınır dışına çekilme çağrısı yaptı. Bu çağrı örgüt kadrolarında her ne kadar olumlu karşılanmasa da bir kısım örgüt mensubu sınırı geçerek Irak’ın kuzeyine geçiş yaptı. Tek taraflı silah bırakma ve sözde ateşkes 1 Haziran 2004 tarihinde yine örgütün tek taraflı silahlı eylemlere başlamasıyla son buldu. 4. Evet yıl 2006, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde yaptığı terörle mücadele operasyonları ve AB ülkelerinin DTP’ye terör örgütü ile aralarına mesafe koymaları yönündeki telkinleri üzerine PKK üst düzeyi belirli şartlar karşılığı 1 Ekim 2006’da tek taraflı silah bırakma, sözde ateşkes ilan etmişti. Sözde silah bırakma ve ateşkes 18 Mayıs 2007’de yine örgüt tarafından tek taraflı olarak sonlandırılıp bitti. 5. 2009 yılında 2007’de gündeme getirilen Kürt sorunu tartışmalarının artması üzerine PKK elebaşının, Silah bırakmaya hazırım, sorunu çözmek bir haftalık iş Türkiye’nin bütünlüğünü savunuyoruz gibi dikkat çeken açıklamaları üzerine devlet yetkilileri 2009 yılı mart-nisan aylarında temasa geçtiler. Yapılan görüşmelerde, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında bir proje ile bölücü terörün ülke gündeminden çıkarılması hedeflendi. Bu kapsamda 1 Nisan ile 15 Ekim 2009 arasında beş kez uzatılan çatışmasızlık kararı alındı. Ancak 7 Aralık 2009 günü saat 15.00 sularında Tokat’ın Reşadiye ilçe Jandarma Komutanlığına bağlı Sazak Karakolunun seyir halinde bulunan askeri aracına terör örgütü mensupları tarafından silahlı saldırıda bulunuldu. Saldırı sonucunda 7 askerimiz şehit oldu, 3 askerimiz de yaralandı. Saldırıyı üstlenen PKK böylece sözde eylemsizlik kararını sonlandırdığını duyurmuş oldu. 6. 2013 yılında PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın gelişen süreçte sözde Devrimci Halk Savaşı başlatma tehditleri bir yandan devlet yetkilileriyle görüşürken diğer yandan da terör örgütüne eylem talimatları iletilmesi 2011 yılından sonra terör örgütünün eylemlerinin tırmanmasına neden oldu. 2013 yılında Öcalan tarafından yapılan Silahlar sussun, fikirler konuşsun silahlı mücadele dönemi bitmiştir şeklindeki açıklama ile, 21 Mart 2013’te fiilen başlayan sözde ateşkes, kırsal kadroların sınır dışına çekilmesi ve silah bırakması gibi kararları içeren Barış ve Çözüm Süreci 22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde terör örgütü mensuplarınca 2 polis memurunun şehit edilmesi eylemiyle son buldu. 7. Gelelim bu yıla yani 2025 yılına, 1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına giderek ellerini sıkmasının ardından 15 Ekim ve 22 Ekim grup konuşmalarında Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın tecridi kaldırılsın, terör örgütünün silah bıraktığını örgütü feshettiğini ilan etsin sözlerinden sonra PKK elebaşı Öcalan, 27 Şubat 2025 günü anlam yoksunluğuna düştüğünü söylediği kurucusu olduğu örgüte şöyle bir çağrı yaptı. DEM Parti’nin isteği Öcalan'ın koşulları değişmeli. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’dan oluşan heyet, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Adalet Bakanlığında bir araya geldi. Heyet ile Bakan Tunç, yaklaşık iki saat görüştü. Görüşmenin ardından Adalet Bakanlığının önünde kısa bir açıklama yapıldı. Gülistan Kılıç Koçyiğit, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Sayın Bakan’a tecrit koşullarında bu sürece Öcalan’ın katkı sunamayacağını, sürecin ilerletilmesi açısından Öcalan’ın koşullarının en önemli başlık olduğunu ve derhal, bir an önce artık bu koşulların amasız, fakatsız düzeltilmesi gerektiğini kendilerine ifade ettik. Bu konuda sanırım önümüzdeki dönemde bazı gelişmeler görme şansımız da olacak diye düşünüyoruz.” dedi. Koçyiğit, farklı heyetlerin, yazarların ve gazetecilerin de İmralı’yı ziyaret edebilmesi için de Tunç’la konuştuklarını bildirdi. Hasta hükümlüler konusunun da gündeme geldiğini belirten Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Hasta mahkumlar ve adli tıp raporu alanların tahliyesini söyledik. Covid düzenlenmesinde örgütlü suçları kapsam dışı bırakılmasının olumsuz olduğunu dile getirdik. Sayın bakan bunları not etti. Söylediğimiz her başlığı dikkatli not ettiler. ‘Çalışacağız’ dediler.” diye konuştu. Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle İmralı heyetinde değişiklik olacağını söyleyen Koçyiğit, “İhtiyaç duyulması halinde sadece bizim heyetimiz değil, farklı kişilerin de gitmesi gerektiğini ilettik. Sanırım bu konuda bazı gelişmeler olacak.” ifadesini kullandı. Sizce ne demek istiyorlar açık açık ortada değilmi. CHP’ye demleniyor diyenlere buradan soruyorum şimdide birileri demliğin içinde girmiş tam demleniyor. Kendi olunca ses yok başka parti olunca demleniyor kimi kandırıyorsun Bahçeli. Bu haber 63 defa okunmuştur.
|
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |