Mut Son Dakika
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Seçilmiş Kayyumla gitmez

HASAN ÇETİN

11 Eylül 2025, 08:02

HASAN ÇETİN

Kayyum halk iradesinin alınması demek. Kayyum Halk iradesinin gasp edilmesi demek.

 

Değerli canlar, dostlar, Türk halkı.

 

Ülkemizde seçimle gelenlerinin yerine kayyum atanmasına karşı, seçmen iradesinin, halk iradesinin gasp edilmesine karşı düşüncelerim bu.

 

Hepimizin bildiği gibi Türkiye’de özellikle CHP sine düzenlenen kayyumlar, Kazanamayınca kazanamadığın Belediyelerdeki Başkanları içeri atmakla ne demek istendiği ortada. Yani olay ülkemizde sivil darbeyle neler yaşanıyor. Birinin suçu varsa cezası belli olur mahkeme karar verir ve ondan sonra tutuklanacaksa tutuklanıp cezaevine gönderilir. Ama hala iddianamesi daha hazırlanmayıp cezası belli değilse içeri atılması yanlış diyorum. Bu benim görüşüm.

 

Özellikle sadece CHP’nin Belediye Başkanlarını içeri atmakla amaçlarının ne olduğu belli değil mi.

 

Kayyum halkın iradesini oy kullanarak seçtiklerini görevden alıp yerine kayyum atamaları halkın oylarını ve iradelerini yok sayıyor. Kayyum demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmak istiyor ve amaçlarını açıkça gösteriyorlar.

 

Bu yapılanların adı açıkça belli. Adına sivil darbe diyelim ki gerçekler ortada olsun.

 

Belediye Başkanlarını ve Belediye elemanlarını içeri atmakla Hukuku, evrensel insan haklarını ve hatta parlamenter demokrasiyi askıya aldı.

 

Seçimle gelen seçimle gider. Bunu hiç unutmamak gerek.

 

Demokratik üniversitede, laik eğitim ve barış isteyen akademisyenleri üniversitelerden atıyorsun. Laik, parasız, bilimsel, anadilinde eğitim isteyen öğretmenleri okullardan atıyorsun.

 

Bazı Gazeteleri, bazı TV kanallarını 5-10 gün karartıyorsun hatta bazı gazetecileri içeri atıyorsun.

 

Suçun kişiselliği ilkesi bir kenara bırakılarak, adil yargılanma hakkı bir kenara bırakılarak paralel yapıyla mücadele adeta muhaliflere karşı mücadeleye dönüştü.

 

Keyfi işten çıkarmalar, görevden el çektirmeler, soruşturmalar, tutuklamalar adeta bir muhalefet avına dönüştürüldü.

 

Bu da yetmedi kazanamadığın belediyelere kayyum atandı.

 

Şimdi size soruyorum.

 

Bu belediyeler hakkında bir mahkeme kararı var mı yok. Siz şahitsiniz. Her gün bu belediyelere her gün müfettişler geldi mi geldi. Bir tane yolsuzluk, bir tane hırsızlık bulabildiler mi. Hala bulamadılar ve bulamadıkları içinde iddianame hazırlayamadılar.

 

Ülkeyi yıllardır darbeci yani FETO’yla ve bir cemaatle birlikte yönetenler iş işten geçtikten sonra farkına varıyorlar. Biz çok önceleri farkına vardık da bizi dinleyen kim.

 

Hani CHP Milletvekilinin biri bir gün mecliste konuşma yaparken ne demişti. Bu FETO bir gün başınıza iş açacak dediğinde hala mecliste bulunan bazı milletvekilleri üzerine yürüyüp dövecek duruma gelmişlerdi. O FETO’yu destekleyenlerin kimler olduğu belli olmasına rağmen hala mecliste.

 

O milletvekilini dövmek isteyenler gördüler ki FETO’nun ne adi biri olduğunu. Darbeden sonra anladılar ama iş işten geçti.

 

O zaman FETO’yu destekleyenler hala mecliste yer buluyor ama hiçbiri zaman yargılanmıyor. Acaba neden yargılanmıyorlar da hep seçmenin oylarıyla kazanılan Belediyelerin Başkanlarını içeri atmakla ve suçlu olup olmadıkları belli olmayan iddianameyi bile hazırlayamayıp beklettikleri ortada değil mi.

 

Evet, hiç kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur. Peki, bu insanların suçlu olduklarına kim karar verdi. Mahkeme kararı var mı yok.

 

O zaman ben de diyorum ki seçilmiş olmak, milletvekili ve Belediye Başkanı olarak seçilmiş olmak kimseye kendini mahkeme yerine koyma hakkı vermez.

 

Halk sizi üst mevkilere seçti. Kaybetmiş olduğun Muhalefetin Belediyelerine kayyum ve Başkanlarını içeri atılması için yetki vermedi.

 

Eğer siz yetkilerinizi kötüye kullanırsanız, eğer siz hukuku çiğnerseniz, eğer siz seçilmiş belediye başkanlarının yerine memurlarınızı atarsanız bunun adı sivil darbedir.

 

Madem “hakimiyet milletindir” sözünü bu kadar çok kullanıyorsunuz, hakimiyet sadece merkezde Ankara’da değil yerelde de hakimiyet milletindir, söz ve karar sahibi seçmendir.

 

Seçimle gelmiş milletvekilini, Başbakanı, Cumhurbaşkanını ve Belediye Başkanını görevden uzaklaştırmaya kalkışmak nasıl darbeyse, seçimle göreve gelmiş yerel yöneticiyi ve belediye başkanını yargı kararı olmadan görevinden uzaklaştırmak da darbedir. Yani kısaca adı sivil darbedir.

 

Darbelere direnmek demokrasiyi savunmaktır.

 

Sayın Cumhurbaşkanı Haziran 2014’te şöyle demişti. “Demokrasi, sandıkta başlar ve sandıkta tecelli eder. Her zaman ifade ediyorum sandık namustur”

 

Haklıdır. Ama burada demokrasi sandıkta başladı, kayyumda bitti. Soruyorum şimdi sandık namus ise kayyum nedir.

 

Kayyum demokrasiye ve hukuka karşı darbedir. Ama biliyoruz ki demokrasi mücadele edilerek kazanılır. O yüzden kayyum darbesi yenilecek ve demokrasi muhakkak kazanacak.

Kayyum hukuksuzluğunun amacı bellidir.

 

Belediyelere kayyum atıyorlar çünkü halkın iradesine, halkın tercihlerine saygı yok.

Belediyelere kayyum atıyorlar çünkü belediyelerdeki işçilerin ve emekçilerinin sendikal örgütlülüğünü dağıtmak istiyorlar.

 

O zaman bizlere düşen görev irademize sahip çıkmaktır, demokrasiye sahip çıkmaktır.

 

Bugün tüm ülkenin kabul ettiği bir gerçeği yine tekrarlıyoruz. Halkın iradesini hedef alan, gasp eden her türlü darbeye karşı direnmek hakkımızdır.

 

Bunların çözümü için Cumhurbaşkanımıza güvenmek ona inanmak gerekir. Mutlaka bunları çözüp gerçek hukuk ve özgürlüğü bu ülkeye getireceğine inanıyoruz.

 

Saygılar.

 

Bu haber 43 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

ANKET

Sizce Mut'un öncelikle sorunları nelerdir




Tüm Anketler

Seçilmiş Kayyumla gitmez11 Eylül 2025


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi